29 Eylül 2013 Pazar

"Anneannem ve ben ölüme inanmıyoruz." Tam olarak böyle miydi, nerden duymuştum ya da nerden okumuştum hatırlamıyorum ama, cümlenin bana kalanları, bende kalanları buydu diyebilirim. 

Canım, güzelim, bahar dalı bir dostluk şimdi elimizde. 

23 Eylül 2013 Pazartesi

"Ay Işığında"



Bu şarkı birden bire çıkınca karşıma, hazırlıksız yakalandım. Önce oralı olmadım. Nasılsa geçer, çok aldırma,  dedim. Sonra elimi kolumu koyacak yer bulamadım. Çaresiz durdum. Usul usul aktı içime. Zeynom geldi aklıma, hiç çıkmayan aklımın bir yerine bir pencere daha açıp,  geldi canım Zeynom. Koca bir yalanın içinde sanki tek gerçek bu şarkıydı, tek gerçek bu ılık piyano sesiydi, tek gerçek canım Zeynom’du. Bazen oluyor işte, hiç ışık yokken bir şarkı gelip  “ay ışığında” diyor size. Bir kaç farklı ses, yorumlamış ama ilk duyduğumda bana hissettirdiklerini hissettiren başka bir yoruma daha rastlamadım. Biri hariç; onun linkini de aşağıya kopyalıyorum.


Böyle yazınca bunları bir bir. İçi kitap dolu, müzik kokan, esintili küçük bir oda düşüyor kalbime. Sonra tül perde havalanıyor. Bahar doluyor içeri, gök doluyor. 

13 Eylül 2013 Cuma

Tel Cambazının Tel Üstündeki Durumunu Anlatır Şiirdir



Sizin alınız al inandım
Morunuz mor inandım
Tanrınız büyük âmenna
Şiiriniz adamakıllı şiir
Dumanı da caba
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız

Bütün ağaçlarla uyumuşum
Kalabalık ha olmuş ha olmamış
Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum
Ama ağaçlar şöyleymiş
Ama sokaklar böyleymiş
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız

Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yangelmişim dizboyu sulara
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle döğüşemem
Siz ne derseniz deyiniz
Benim bir gizli bildiğim var
Sizin alınız al inandım
Sizin morunuz mor inandım
Ben tam dünyaya göre
Ben tam kendime göre
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız

Turgut Uyar

8 Eylül 2013 Pazar

An Gelir


An gelir 
paldır küldür yıkılır bulutlar 
gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet 
o eski, o eski heyecan ölür 
an gelir biter muhabbet. 
şarkılar susar heves kalmaz 
şataraban ölür.
şarabın gazabından kork 
çünkü fena kırmızıdır 
kan tutar, tutan ölür 
sokaklar kuşatılmış 
karakollar taranır 
yağmurda bir militan ölür.
an gelir 
ömrünün hırsızıdır 
her ölen pişman ölür 
hep yanlış anlaşılmıştır 
hayalleri yasaklanmış 
an gelir şimşek yalar 
masmavi dehşetiyle siyaset meydanını 
direkler çatırdar yalnızlıktan. 
sehpada pir sultan ölür 
son umut kırılmıştır 
kaf dağı' nın ardındaki 
ne selam artık ne sabah 
kimseler bilmez nerdeler 
namlı masal sevdalıları 
evvel zaman içinde 
kalbur saman ölür 
kubbelerde uğuldar Baki 
çeşmelerden akar Sinan 
an gelir 
La ilahe illallah 
Kanuni Süleyman ölür. 
görünmez bir mezarlıktır zaman 
şairler dolaşır saf saf 
tenhalarında şiir söyleyerek 
kim duysa korkudan ölür 
tahrip gücü yüksek 
saatli bir bombadır patlar 
an gelir 
Attila ilhan ölür.

Atilla İlhan

Tubiş’ciğim, Atilla İlhan’ı anımsatınca yukarıdaki Atilla İlhan şiiri günlerdir çalıyor kafamda. Çalıyor diyorum, zira Ahmet Kaya şarkı olarak yorumlamıştı bu güzel şiiri. Yanlış anımsamıyorsam o şarkının adı albümün de adı olmuştu. Hoş o zamanlar yapılan işlere albüm denilmiyordu herhalde. Neyse, bir bakalım neymiş, Vikipedi’de yazanlar şöyle:


An Gelir, 1986 yılında yayınlanmış Ahmet Kaya albümüdür.

Albümdeki şarkılar[değiştir]

1.    "An Gelir" (Şiir: Attilâ İlhan, müzik: Ahmet Kaya)
2.    "Büyüdün Bebeğim" (Söz, müzik: Ahmet Kaya)
3.    "Lili Marlen Türküsü" (Söz: Attilâ İlhan, müzik: Ahmet Kaya)
4.    "Çiğdem Çiçek" (Söz, müzik: Ahmet Kaya)
5.    "Tezkere" (Derleme: Ahmet Kaya)
6.    "Metrisin Önünde" (Söz, müzik: Ahmet Kaya)
7.    "Üşür Ölüm Bile" (Söz: Ülkü Tamer, müzik: Ahmet Kaya)
8.    "Sen İnsansın" (Söz: Attilâ İlhan, müzik: Ahmet Kaya)
9.    "Şeyh Bedrettin" (Şiir: Nazım Hikmet)
10.  "Neyleyim" (Söz: Nevzat Çelik, müzik: Ahmet Kaya)
11.  "Halay Havası" (Söz: Hasan Hüseyin Korkmazgil, müzik: Ahmet Kaya)


Bir Atilla İlhan şiiri daha varmış albümde. Lili Marlen Türküsü, çok severim bu şarkıyı. Özellikle Zagrep Radyosu’nda Lili Marlen türküsü kısmı ilk çarpan kısmı. Savulacak dönem, savulacak düşman… Yok hayır neresinden yazarsam eksik kalacak. En iyisi, bütünlüğü bozmadan tamamını aktarmak.

Akşam olur mektuplar hasretlik söyler
Zagrep radyosunda lili marlen türküsü
Siperden sipere ateş tokuşturanlar
Karanlıkta dem tutan ishak kuşu

Biz insanlar/dünyalılar yemin ettik imanımız var
Hürriyet için, hürriyet aşkına
Savulacak dönem
Savulacak düşman
Dehrin cefasını çektik
Sefasını süreceğiz

Akşam olur mektuplar hasretlik söyler
Zagrep radyosunda lilimarlen türküsü
Dost ağlar karanfilim, dost ağlar karanfilim
Marş söylemeden ölmek bize yakışmaz 

Atilla İlhan

Her iki şarkıyı da dinleyin, iyi geliyor. Ahmet Kaya şarkıları her  ne kadar arabesk bir retoriği barındırsa da içinde, belki de her ne kadar demek yanlış olur, bu yüzden demek de çok ileriye götürmek olur sanki  ama sonuç olarak nedenini nasılı bilmesem de, bu şarkılar iyi geliyor hakikaten. Dinleyiniz efendim. Yanında da şu şiiri ümit niyetine alabilirsiniz.

Güneş değil, inandım,
Serçeler başlatıyor sabahı.

Şükrü Erbaş