2 Mayıs 2013 Perşembe

Annem, İstanbul’dayken, abimlerle  işe yetişme telaşı içinde uyandığımız, koridorda birbirimize çarpa çarpa,  el yüz yıkamak için banyo sırası beklediğim bir sabah, beni durdurdu ve dedi ki: siz burada zamanı kaybetmişsiniz. Evet, çok doğruydu; biz orada zamanı kaybetmiştik. Zeynep’le, onun köyünde geçirdiğim o bir hafta, kaybettiğim zamanı geri verdi bana, fazla fazla. Hayır, aslında ne fazla ne eksik tam da olması gerektiği gibi paylaştık anları. İnciri dalından kopardık, çam kokularında sustuk. Güngörmez’de aynı çeşmeden avuçla su içtik, yüzümüze çarptık aynı suyu, yazdı, ne güzeldi yaz. Bir ikindi vakti, hadi dedim Zeyno, kalk bir dolaşalım köyü. Evden çıktık, bahçe kapısını kapatıp ilk adımını sokağa atışı hala o kadar canlı ki gözümün önünde. Yanına yaklaştım, usulca koluma girdi. Hayatta, bir dostun usulca  koluna girmesi kadar daha güzel ne olabilirdi ki. Hafif rampa olan, irili ufaklı taşlı yoldan aşağıya doğru yürümeye başladık köyün meydanına doğru. Meydandaki koca çınarı geçip, çeşme başına doğru ilerlerken, aklı bizim sınırlamızdan çok uzak genç bir adam gelip atını suladı çeşmenin oluğundan, kenara çekildik ikimiz de, ki hayvancağız ürkmeden rahat rahat içiversin suyunu. Zeynep, çeşme başında bir iki fotoğrafımı çekti benim. Sonra, yine hiç acele etmeden, büyük bir dinginlik içinde oradan geriye  meydana yürüdük. Bir ara yoruldu Zeynep, çınarın altında oturduk. Telefon çaldı, ya da çalmadı da biz mi aradık, Özge’ydi. Cıvıl cıvıl, neşe dolu, konuşmalarımız çınarın yapraklarına doğru yükseldi. Meliha Teyze, oturuyordu kapısının önünde, sevimli tombiş bir kedi kadar güzeldi Meliha Teyze, biraz hasbıhal ettikten sonra  evin yoluna koyulduk. Aslında ne kadar kısa zamanda olmuştu tüm bunlar ama ne kadar uzundu, her an ne kadar da canlı şimdi. Bu fotoğraf da kahvaltıdan sonra, kuşluk vakti (Zeynep ne çok severdi, hem vaktin kendini hem de kuşluk ismini) öyle aylak aylak otururken çekildi. Zeyno’cuğumun objektifinden küçük bir kız.

Annem, İstanbul’dayken, abimlerle  işe yetişme telaşı içinde uyandığımız, koridorda birbirimize çarpa çarpa,  el yüz yıkamak için banyo sırası beklediğimiz bir sabah, beni durdurdu ve dedi ki: siz burada zamanı kaybetmişsiniz. Evet, çok doğruydu; biz orada zamanı kaybetmiştik. Zeynep’le, onun köyünde geçirdiğim o bir hafta, kaybettiğim zamanı geri verdi bana, fazla fazla. Hayır, aslında ne fazla ne eksik tam da olması gerektiği gibiydi her şey. İnciri dalından kopardık, çam kokularında sustuk. Güngörmez’de aynı çeşmeden avuçla su içtik, yüzümüze çarptık aynı suyu, yazdı, ne güzeldi yaz. Bir ikindi vakti, hadi dedim Zeyno, kalk bir dolaşalım köyü. Evden çıktık, bahçe kapısını kapatıp ilk adımını sokağa atışı hala o kadar canlı ki gözümün önünde. Yanına yaklaştım, usulca koluma girdi. Hayatta, bir dostun usulca  koluna girmesi kadar daha güzel ne olabilirdi ki. Hafif rampa olan, irili ufaklı taşlı yoldan aşağıya doğru yürümeye başladık köyün meydanına doğru. Meydandaki koca çınarı geçip, çeşme başına doğru ilerlerken, aklı bizim sınırlarımızdan çok uzak genç bir adam gelip atını suladı çeşmenin oluğundan. Kenara çekildik ikimiz de, ki hayvancağız ürkmeden rahat rahat içiversin suyunu. Zeynep, çeşme başında bir iki fotoğrafımı çekti benim. Sonra, yine hiç acele etmeden, büyük bir dinginlik içinde oradan geriye  meydana yürüdük. Bir ara yoruldu Zeynep, çınarın altında oturduk. Telefon çaldı, ya da çalmadı da biz mi aradık, Özge’ydi. Cıvıl cıvıl, neşe dolu, konuşmalarımız çınarın yapraklarına doğru yükseldi. Meliha Teyze, oturuyordu kapısının önünde, sevimli tombiş bir kedi kadar güzeldi Meliha Teyze, biraz hasbıhal ettikten sonra  evin yoluna koyulduk. Aslında ne kadar kısa zamanda olmuştu tüm bunlar ama ne kadar uzundu hepsi ayrı ayrı, Bu fotoğrafa gelince, kahvaltıdan sonra, kuşluk vakti (Zeynep ne çok severdi, hem vaktin kendini hem de kuşluk ismini) öyle aylak aylak otururken çekildi. Zeyno’cuğumun objektifinden küçük bir kız. 

2 yorum:

  1. Biz hep birlikteyiz canım.
    Mekanlar ayrı, zamanlar ayrı, ama yanyanayız. Birlikteyiz.

    YanıtlaSil
  2. Öyle canım. Biz hep birlikteyiz.

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.