Dün hiç yoktan bir dizi izlerken, rastladım bu şiire. Kulaklarıma inanamadım, daha bir yakına gittim, duymak için. Evet bildiğimiz, sevdiğimiz, serin bir Behçet Aysan şiiriydi, tastamam! O kadar çok sevindim ki, defalarca okudum, hayat ne güzeldi ya, şiir vardı, bir süre durup bu şiiri sevdim. Sonra, o kadar derinden hissettim ki, canım Zeynep, Zeynom olsaydı dedim, bir telefon edip, ayyyyy zeynooooooo mükemmel bir şiir bu deseydim sonra uzun uzun konuşsaydık, ay öperim yawrum deyip kapatsaydık telefonu. İyice şaşkoloz oldum, o kadar şiir şiir dedikten sonra şiiri paylaşmadan yazıyı sonlandırıyordum neredeyse. Evet işte şiirimiz:
Bir Eflatun Ölüm
kırgınım, saçılmış
bir nar gibiyim
sessiz akan bir ırmağım
geceden
git dersen giderim
kal dersen kalırım
git
dersen
kuşlar da dönmez, güz kuşları
yanıma kiraz hevenkleri alırım
ve seninle yaşadığım
o iyi günleri,
kötü
günleri bırakırım.
aynı gökyüzü aynı keder
değişen bir şey yok ki
gidip
yağmurlara durayım.
söylenmemiş sahipsiz
bir şarkıyım
belki
sararmış
eski resimlerde kalırım
belki esmer bir çocuğun dilinde.
bütün derinlikler sığ
sözcüklerin hepsi iğreti
değişen bir şey yok hiç
ölüm hariç.
aynı gökyüzü aynı keder.