1 Kasım 2013 Cuma

ELMALAR ve ZAMAN

01.11.1982 doğmuşum, elmalar sevinmiş, babama vermiş müjdeyi. Elma kokan sonbaharda,  bir de ikindi vaktinin sarısı girince işin içine böyle gel git akıllı bir şey olmuşum işte. Ve bugün iki haylaz arkadaşım da yanımda değil, zeynom ve pıte (babaannem). Onlar olmadan ilk yaş alışım, az nefes alışım belki de. Evet ya, cidden sanki içime çektiğim hava eksildi. Ayaklarım, ellerim, baktığım gök, ne oldu hepsine. Bir şey oluyordu, dalga geçiyorduk, sonra bir şey daha oluyordu hüzne dönüyorduk ama, öyle bir an, bir tül perde gibi havalandırıp bırakıyordu kendini, çok durmuyorduk üzerinde. Ömer Hayyam’dan şu dörtlüğü okuyup geçiyorduk.  


bulut geçti, gözyaşları kaldı çimende,
gül rengi şarap içilmez mi böyle günde ?
seher yeli, eser yırtar eteğini gülün,
güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün.
bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye
kimse bilmez, kimse bilmez...



İyi geliyordu şarkılar, şiirler iyi ediyordu, biz iyiydik hep beraberken. Babaannem, yolculuk öğretiyordu, çıkınını açıyordu. Bohçalara zaman koyuyorduk, ilerde lazım olur diye. Sonra İstanbul vardı, bi İstiklali vardı aklını alır insanın. Pacific’te cumartesisi vardı Zeyno’mun, gazeteleri, dergileri. Sonra Tanju vardı, “aa bu ne güzel bişeymiş” dediğinde “al senin olsun” diyen, Zeyno’mun masasına en çok ihtimamı gösteren. Bir bahar gibi yürürdü Zeynom, çiçekleri vardı her yere gizliden dökülen. Çapraz minik lacivert çantası, kırmızı cüzdanı, fırfırlı eteği, kırmızı ruju, küpeleri, ojesi, lülesi dökülen saçı, sonra saçında pembe bir tutam vardı ki ne sevinmiştik o gün. Varuşyan’da balık vardı, kafanı çevirsen deniz, yüzüne baksan bahar bir kız vardı karşında oturan. Samatya’da kara gözlü çocuklar, yumrucuk, boncuk boncuk hepsi. Güneş de güzel, yağmur da güzel, kış da güzel, kış bile ışıl ışıldı sanki. Cuma akşamlarımız, iş çıkışlarını iple çektiğimiz. Hep gitmek isteyip, de bi punduna getiririp gittiğimiz fakat kapısından o gün kapalı olması sebebiyle döndüğümüz Caferağa Medresesi. Bunlar hep vardı, şimdi de var. Şimdi belki o zamandan daha çok var. Şimdi Zeynom yanımda değil ya, hep var bunlar, hep içimde ışık, kalbimde tüy hep.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.